Gece horlayan hastalarımıza ilk sorduğumuz soru horlama dışında ek problem var mı? O da apne. Apne demek nefesin erişkinlerde on saniyeden uzun süre kesilmesi demek. Bunu tabii hasta kendi bilemez. Yakınını, eşi görür, tanıklı apne. Eğer birinde gece uykuda nefes durmaz, apneler varsa, şiddetli horlama varsa ve gündüz uykusuzluğu varsa, yani öğlen yemek yiyor, uykusu geliyor, arabada otobüste uykusu geliyor, dikkati dağınık. Sürekli baş ağrıları var. O zaman böyle bir durumda uyku apnesinden tıkayıcı uyku apnesinden şüphelenilir. Mutlaka ayrıntılı muayene sonrası endoskopik kameralarla gırtlak hep bakmak lazım. Burun, bademciler, dil kökü tüm muayenelerden sonrası uyku testine gönderiyoruz. Bir gece hastamıza sahnede kalıyor. Evde yapılanlar da var ama ben öbürlerinin daha çok sağlıklı buluyorum, onlar daha çok güvenilir testler. Hastanede kalıp ne kadar etkin uykusu var ona bakıyoruz. Oksijen satasyonu nasıl? Kalp hızı nasıl? Nefes durma durumu nasıl? Kaç kez oluyor? Bunlar ne kadar tedavi ihtiyacı var? Bunları belirliyoruz. Eğer sadece horlama varsa yani uykuda nefes durması yoksa o zaman zaten teste göndermiyoruz. Veya bazen testten böyle bir sonuç geliyor. Primer horlamaz horlama diye geliyor. Basit horlamada yapılacak olan bir iki şey var. Öncelikle hastanın burunla ilgili problemi var mı? Yani burun tıkanıklığına neden olan burun eti büyük mü? Kıkırdak, kemik eğriliği var mı? Sinüzit var mı? Alerji var mı? Geniz eti var mı? Genizde bir kitle var mı? Önce buna bakıyoruz. Eğer bunlarla ilgili bir şey varsa bunu mutlaka düzeltmemiz gerekiyor. İkinci aşama horlama mı yaptırır? Eğer burnunu düzelttikten sonra hastamız hala horluyorsa böyle bir durum varsa veya çok bariz belirgin bir damak problemi varsa ya bademcileri çok iriyse mesela veya yumuşak damak çok sarkık, küçük dil çok uzunsa, o zaman ikisi aynı seansa da yapılabilir. Veya tedricen önce burun ikinci aşamada damak ameliyatları yapılabilir. Bunu hastayla konuşuyoruz, hangisini tercih ederse ama benim şahsi tercihim öncelikle burnu düzeltmek. Çünkü bazen tamamen horlama geçiyor. Hiç boş yere başka ikinci biz hastaya ameliyatla uğraştırmak zorunda kalmıyoruz. Ama geçmediği zaman veya çok bariz problem varsa düzelmeyeceğine inanıyorsak o zaman mutlaka o damak ameliyatını, damak sarkması ameliyatını yapıyoruz. Burada da küçük dili tamamen kesmeden, yumuşak dama kaldırmak, asmak bizim için değerli. Yaklaşık bir santim genişliğinde ve yedi santim uzunluğunda sadece damağın cildini, mukozasını içeren bir kesi yapıyoruz. Ve on beş yirmi dikişleri yumuşak damağı yukarı doğru asıyoruz. Bu en çok kullanılan dünyadaki antiorp adı altında bilinen horlama ameliyatıdır. Zor bir ameliyat değildir ama ilk bir hafta biraz ağrılı olabilmek de maalesef sonuçta o kadar dikiş oluyor boğazınızın içinde. Başarı şansları yüksektir ama yüzde yüz hiçbir şeyin başarısı yok. Bunda da yüzde yüz yok tabii. Biz hastalarımızın kilosu varsa kilo vermelerini de mutlaka istiyoruz. Alkol sigara alışkanlıkları varsa bunları konuşuruz. Yani horlama bir uyku hastalığıdır. Uyku hastalığını tedavi etmezseniz ileride daha büyük problemlere yol açar. Akne gibi. Ama horlama da artık eskisi gibi tedavisiz bir hastalık değildir. Mutlaka horlamayla horlamayı yapan ne ise onu bulup doğru tedaviyle güzel, yüz güldürücü sonuçlara erişebiliyoruz.